ESMALARIN AÇILIMI
İnsan vücudunda son derece hassas bir denge hâkim olduğu gibi, diğer hayat sahipleri olan hayvanların ve bitkilerin vücudunda da aynı denge hâkimdir.
latif esmasının cilvesi, tecellisi insana ihsandır.
Rabbimiz bize varlık ile hayat vermekle lütufta bulunmuştur. Çünkü, var olduk; taş gibi, dağ gibi bir cansız olabilirdik.
Şu âlemdeki bütün güzellikler Latif isminin bir tecellisidir. Mahlûkatın icadı, intizamlı ve sanatlı vücutları, rızıkların yaratılması ve ihtiyaç sahiplerine vakt-i münasipte yetiştirilmesidir.
esmaların birbiri içinde hikmetini bilmek, gayretullah ulaşmaktır.
Kamer bize şemsi gösterir. güneşte bize ay'ı gösterir. Birbirlerin aynasında birliği görmek. şems alemdir.
Alem suurla okunur. insan da bir alemdir. şuur esma cilvesini tezahur eder.
sevgi rahman ve rahim esmasında sırrılı yolculuga çıkar.
insan tarlasında atılan tohum esmaları, muhabbetle çicek açar. latifeler canlanır. düşünceler güzelleştikce, yaşantıyla bütünleşir, var oluş birliği görülür.
Hakikat bilgisi, Aliym ve mükemmel bir Aziymdir.
Esmaların; şemsle güneşle bağlantısı, es samed ve el kerim ve el kuddus esmalarını bildirir okutturur.
Hakikatın formülü esmalar; fatiha şerife yedi ayettir. ismi azam altı isim, ferd, hay, kayyum, hakem, adl, kuddus, yedincisi Allah'u Ehad cem olmuş, ismi azamın nurudur.
El Basiyr, esması iki camlı bir gözlük. Hakikat ilmiyle dogruyu görebilmektir.
Esmaların işaret ettiği bileşim tekliktir. Yaratılışın gayesi, teklikte külliye teceli etmektir.
O, Aziyz'dir, Hakiym'dir. musavvir'dir. Alemde yürüyüş esması, sureti açığa çıkarmayı sağlar.
Rahman süresi, adım adım esmaların özelliğini beden elementi, şuur ve bilinçde sınırı aşmadan gerektiği kadar kavuşup kucaklaşma boyutlarını izah eder.
Bedenin çekim gücü, kudret sıfatı olmadan gidemez. Fikir ve duyguların şeytani fikirlerle kirletilmiş halini izah eder.
Hakiym ismi tevekkür' dür.
Rahman ve rahim şefkattir.
Konuşmayı bilmek, Semiy'ul Aliymdir.
Sana verilenleri degerli kılmak, Hamiyd'in(hidayet) olunmaktır.
Güçlü ve gücünü kullanan üzerinde esma kuvveti, Allah kaviyyün Aziyz'dir.
Şeytanın hilesini geçersiz kılmak, Allah'u Aliym, Hakiym'dir.
Razı olacagı yaşama dahil eden, Allah Aliymu Haliym' dir.
Büyüklük ve ululuk sahibi en ince istek ve ihtiyacımızı bilen; Allah Aliyyül Kebiyr' dir.
O koruyucu ve koruyandır, raufu rahiymdir.
Zarardan ve kötülüklerden korunmak ve temizlenmek ; Allah latiyf'i Habiyr'dir.
bütün esma özelliklerini seyir edebilmek ; Hu'vel Ganiyül Hamiydir.
Algılama melekesi olan gözler, esma mana özelliğini kalb ile bağlantı, inşa eder ; Allah Semiy'ü Basiyr'dir.
Salih ve temiz nikahlar ve ilim, EL-Vasiu El- Aliym'dir.
Esma mertebesiyle, Allah dilediğine kendi nuruna erdirir. insana düşen esma mertebesini acığa çıkartmaya çalışmasıdır.
Esmanın evi olan beyin- bilinç, sabah akşam arınmalıdır.
Bogazdan aşağıya inmeyen, eylemde görülmeyen hislerin temizliği, gidası, fikirlerde yaşamak.
Akıl (dimağa) bilgi- his- eylem olması. Kalbde, ilim- his- eylem bulunması, bilgi var fakat hislerle hareket yok, yani eylem.
Bilgi aktif olamıyor. Bilgi fiile dönüşemiyor. Kalbde vicdanı his var fakat hareket yok, aktif değildir.
latifeleri çalıştıran esma mertebesidir. necm süresi 25 ayeti bu bilgileri anlatır.
29 - 43- 59-ayetler, bu hakikata sırtını dönenler, dünya hayatından başka bir şey istemeyen zevkler yüz çevirenlerin güldüren ve aglatan hallerine işaret eder.
Dört unsurun esma açılımına baktıgımızda, imamı gazeli bu ebced ilmi gaybi ilimdir.
Kader mutallık olan gaybi ılime, buna kimse ilişemez.
Celal ve Cemal, nur ve manevi ışıklarla ilğili kurandan formullerle işlenmiş, şifrelenmiş gaybi hallerin meydana çıkmasıdır.
Hava, kuddus temizlik, kan-iman. acz, fakr, yoksulluk, ihtiyaç, muhabbettir.
Ateş nar ve nur , safra, şuur meyelan, meyil etmek yönelmektir.
Toprak, rahmanı rahim, cezbe ilahi aşk, incizam kalbin devamı kayyumdur.
Su Hayy ,Muhyi bilge, iştiyak, arzu şevk, hasret.
İsmi Bedi'ye, mazhariyetinden telif edilen, risale-i nura müzzeyyen olmuş ismi azam.
Mana lafız içinde saklıdır. Sarf ilmi, ilim ve fiili ögretir ve tasrif eder.
Nahiv ilmi ise kaidelere baglı , ince ve geniş manaları lisan eder.
insan,temel yapısı olarak iskelete baktığında, açık apaçık üzerinde bilinen varlık ruhtur. bunun izahı bu ilimdir.
Kainatta varlık aleminde tecelli eden esma bildirisi.
Güneş nur esması, aydın parlak, halıkını okur.
Ay mübin esması, açık aşıkar izah eder bilgiyi.
Maddeler aziyz esması, mutlak güç ve kuvvet sahibi, mağlup edilemez.
Nebat, rezzak esması, yaratılan bütün mahlukun rızkını verendir.
Hayvanat müzill esmasını, hatalı işi gösteren, istediğini yüceltir istediğini alçaltan, izale eden.
Su muhyi esmasını, hayat bağışlayan can verip, sağlık veren.
Toprak mumit esmasını, can verip ömür taktir eden, hayatı yaratan o, ölümü yaratanda o dur.
Hava hayy esması, her şeyi bilen ve herşeye güçü yeten, diri demektir.
Ateş kabz esması, kabz ve bast " havf ve reca " arasında ki haldir."allah hem sıkar hem açar.(bakara , 245)kabz halinde teslim, bast halinde vakur olmak.
Enbiya ve bütün müminler Hadi esması, her şeye yön veren hidayet eden, doğru yola ulaşrıran.
Bilim insaları, beynimizin, çalışma yaşamının güçlükleriyle, sorunlar, endişeler ve korkularla sürekli basklı altında tutulduğunu, bunun sonucunda sinir hücrelerinin aşırı yorulup yıprandığını ve beynimizi rahatlamak, onu özgür bırakmak, dikkatimizi başka tarafa yöneltmek için tespih çekmenin çok etkili ve faydalı olduğunu söylüyorlar.
Allah’ı tealanın esmaları kainatı kapsadıgı gibi insanda bulunan binbir esmanın açılımlı ve alemin penceresine bakıştır.
Arkadaşlarından birisi Rasul-i Ekrem s.a.v.’e ahlâktan sordu. Efendimiz s.a.v. de, “Affa sarıl, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir” (A’raf, 99) ayetini okuduktan sonra şöyle buyurdu:
- O ahlâk; gelmeyene gitmen, vermeyene vermen ve zulmedeni bağışlamandır.
Osman ( radıyallahü anh ) buyurdu ki: “Dünyâ üzüntüsü, kalbde zulmet, âhıret üzüntüsü ise kalbde nûrdur.” Ya’nî, dünyâ işlerine âit üzüntü kalbi karartır. Âhıret işlerine dâir üzüntü ise kalbi nûrlandırır..
Hz. Peygamberin (s.a.v.) Hz. Ali (r.a.) dedi ki: Size Allah’ın Kitabındaki en faziletli ayeti bildireyim mi? O ayet şudur:
“Başınıza gelen her musibet, kendi yaptıklarınız sebebiyledir. Allah ise günahların birçoğunu bağışlıyor” (Şûra, 30).
Resûlullah bu ayeti okuyup bana dedi ki: Ey Ali, bu ayeti sana tefsir edeceğim: Size dünyada gelen her türlü hastalık, ceza, belâ yaptıklarınız sebebiyledir.
Kur'ân-ı Kerim çeşitli ayetlerde hasta tedavisinden bahsetmektedir.
Bir hadîs-i şerîfte; “Bir şeyden zarar gören, abdest alıp iki rek’at namaz kılsın! Sonra Yâ Rabbî! Senden istiyorum. Senin âlemlere rahmet olan Peygamberin Muhammed aleyhisselâmı vesile ederek sana yalvarıyorum. Yâ Muhammed! Dileğimi kabûl etmesi için Rabbime seni vesile ediyorum. Yâ Rabbî! O’nu bana şefaatçi et, desin!” buyuruldu.
Her müslüman namaz kılarken (Esselâmü aleyhe eyyühen Nebiyyü!) diyerek Resûlullaha seslenmektedir.
Tevessüle inanmıyanlara cevap olarak yalnız bu yetişir. Rabıta” yapmak, iyi göremiyen yaşlı kimsenin gözlük kullanmasına benzer.
“Vesile arayınız!” âyet-i kerîmesi, Allahü teâlâdan feyz alabilmek için, büyük âlim aramak lâzım olduğunu göstermektedir. Büyük âlim, Resûlullahın vârisidir.”
Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “Kader, tedbir ile, sakınmakla değişmez. Fakat kabûl olan duâ, o belâ gelirken korur.” Duânın belâyı def etmesi de, kaza ve kaderdir. Kalkan, oka siper olduğu gibi, su, yerden otun yetişmesine sebeb olduğu gibi, duâ da, Allahü teâlânın merhametinin gelmesine sebebdir.
Bir hadîs-i şerîfte; “Kazâ-i mu’allâkı hiçbir şey değiştiremez. Yalnız duâ değiştirir ve ömrü yalnız; ihsân, iyilik artırır” buyuruldu.
Bediüzzaman hazretleri de el-Gaffar ismine sığınmamız gerektiğinden şöyle bahseder;
Kudret sıfatının kelimeleri olan moleküller ve harfleri olan atomlar, Allah'ın birliğini ve sonsuz kudretinin mucizelerini gösterdiği gibi, elbette Kelâmsıfatından gelen Kur'an'ın moleküller hükmünde olan kelimeleri ve atomlar hükmünde olan harfleri de çok mânidar icaz işaretlerini göstereceklerdir.
Gafur, Haliym, Cevat, Kerim, Rauf ve Rahim
Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki: “Allahü teâlâ katında duâdan daha kıymetli birşey yoktur. Allahü teâlâ, iyi amel yapanın ecrini asla zayi etmez.günahlarından bir kısmını, o duâsı sebebiyle af ve mağfiret buyurur. “Duâ, Göklerin ve yerin nûrudur. kul, kulluğunu izhâr etmektedir. “Allahü teâlânın yollarda dolaşan melekleri onların hizmetindedir.
Hadîs-i şerîflerde;“Rabbini anan ile anmıyan kimsenin durumu, diri ile ölünün durumu gibidir.
Resulu Ekrem aleyhiselatı vesallam :Allahtan af ve afiyet isteyiniz, buyurmuştur.
Hz Davut dan bir hikmet: afiyet gizli bir saltanattır, bir anlık gam ve ihtiyarlık bir senedir.
“Ne var âlemde, o var âdemde.”
“Su, toprak ve yel, od, çâr anâsır,
Bu hôd sûretdir, pes insân nedir?”
Lâmekânî Hüseyin.