İnsan da bilinmesi gerek olan tabiatın hakıkatıdır.
KAN ( Hava ) , SAFRA ( Ateş ), SEVDA ( Toprak ) , BALGAM ( Su )
De ki: “Herkes, kendi karakterine (tabiatına) göre hareket eder. Rabbiniz kimin en doğru yolda olduğunu daha iyi bilir. (isra süresi-84 ayet)
Dünya hayatı ve ınsanın temel yapı taşları, bir sistem, bir düzen ve bir ölçüyle dengelenmiştir. Sadece bir farkla, insana verilen cüz-i irade istege göre hareket etmek vardır. Allahu Tealanın insana verdiği, Anne karnına düştüğünde yazılan kader programı ve tabiatı olan mizacıdır.
islam dünyası ve feylosoflar tıbbı tabiblik ilminde anasırı erba ilminden yararlanmışlardır. Tedavi yolunda tabiattaki hırtların incelenmesine gidilerek bozulan sıvının denkli olması fikriyle terkipler ile hırtların uygunluguna kavuşulacagı tezi sunulmuşlardır. Bu tarif ferdi ruh ve bedende bir bütünlük kabul edilmiş, insanı teşkil eden ahlatın muavazenesidir.
İnsan tabiatı: Allahu tealanın verdiği beden sağlığını korumak, çalışmasını düzenlemek, mümkün oldugu kadar sağlam kalmak ve bütün görevleri yüklenmiş bir güçtür.
Peygamberimiz buyuruyor ki! Ya Ali kendini bil ki, hayatını boşa geçirmiş olmayasın ve kalbine yabancı olmayasın. İbrahim hakkı hazretleri “insan bedenindeki tabiatın saltanatını, hükmünü, tasarufunu bilse, tefekkür etse kendini yaratan Allahı tanıması ve sevmesi artar. “Demiştir.
Bu ilimle cenabı Allahın kudret ve azametinin üzerinde düşünmek, bize yol gösteren kuran ve hadise bağlanıp bu yolda yürüyerek her iki dünya saadetine nail olmaktır.
Bu ilim hem kendini hem kâinatı tanımak ve hikmetleri bilmektir. Allahı müşahede eden kulun istifadesi rabbinin kudretini bilmesiyledir.
Bedeni seyrederek aklın hayrete düşmesi, yüce yaratıcının kudreti karşısında acizliğini ilmel yakın ancak böyle göre bilmesidir.
Bu eşsiz eserin yoktan var edilmesini ve onun süslü, anlayışlı, faydalı yaratılmış olması ve ne derece Aliym ve ne derece Hakiym bir zatın eseri oldugunu tefekkür etmektir.
Bu ilimle Allahın sana verdiği lutuf ve ihsanınları, yardımları, merhametini şefkatinin oldugunu anlar, seni her an terbiye etmekte oldugunu inanarak hakkalyakın idrak etmendir.
Kainat ve beden ilmi bilmek bir anahtardır. İnsan beden aleminin özüne girdikce özün özü olan gönül rahman evine yaklaşmasıdır.
Aleme ait bilgiler beden ilmine yardımcı olduğu gibi, beden ilmide kalb ilmine yardımcı ve yol göstericidir.İnsanın kemali, Celil'in aşkına ulaşmaktır ki, muratların aslı ve her ümidin gayesi olmalıdır.
Müslüman temiz toprağa benzer. Temiz toprağa her şey atılır, ezilip hakâret görür. Lâkin ondan hep güzel, temiz, faydalı şeyler çıkar. (cüneydi bagdadı.)
Nitekim Habib-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri: "Sait anası karnında saittir. Şaki anası karnında şakidir," buyurmuştur.
Herkesin talihinin tesirini remz ile duyurmuştur. Çünkü halkın bütün şekilleri, vasıfları ve mizaçları yıldız konumları gereğince rahimlerde muhtelif bulunmuştur.
Herkes kendi vücudunun hekîmi olmalıdır. Kullandığı ilaç ve gıdaların tabiat ve menfaatlerini bilmelidir. Her birisini hükmüyle kullanmalıdır. Ta ki vücudu sıhhat üzere kalmalıdır. Her canlıya uygun ve her uzvunun haline muvafık olan mizacı verilmiştir.
Bunu bilmek; âlem insanın kabuğu, insan âlemin dili olduğudur. Tabiatlar hırsız gibidir. Senin tabiatın, onun kötü hâlini çalabilir.
Evet insan, tabiatındaki temiz saf özü görmek için kendine ait özellikleri bilmelidir..
Ali İmran suresi 190 ayet: Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelmesinde akıl sahiblerine şüphesiz deliller vardır.
Tabiat (mizaç) sinede bir afettir. Mizacındaki ilacın mutlak sırrını gör ve hakkın kudretine şahit ol.
Bil ki kötü tabiatlı güzel ve iyi suret bir para etmez. Hissin sağlığı bedenin sağlam oluşuyladır.
Muradına ulaşmak istiyorsa insan ; o zaman göz çocugunu bedenine aglatmaktır.
Bütün insanlığın müşterek bir vasfı olan unsurlar; hayatımıza maddi manevi ilave etmek yaratılışımıza konmuştur.
Bunlardan zinet olarak bildiğimiz bir unsur olan(süs) güzelleşmektir. Nitekim dinimizin iki büyük semavi kaynağı olan kuran ve sünnette geniş yer vermektedir.
Yeryüzünde insanla ilgili olarak mevcut her şey onun imtihan edilmesi için yeryüzüne takılmış bir süsten ibaretir. Beşeriyetin bütün günlük yaşamda kullandığı iç ve dış alanda v.s her şey de bu zineti ararız.
De ki: "Allah'ın kulları için çıkardığı zinetleri ve tertemiz rızıkları kim haram kılmış?"
De ki: "Bunlar, bu dünya hayatında inananlar içindir, kıyamet gününde de yalnız onlara mahsustur".
İşte böylece biz âyetleri bilen bir topluluğa uzun uzun açıklıyoruz.. Araf sür 32 ayet.
Yine bir başka ayette de denizden çıkarılan süslerin de insanların takınması için yarattığı (fatır-12) ifade eder.