Tabiatın Burçlarla İlgisi

Tabiatın Burçlarla İlgisi
 
Tabiata bahşedilen tabii dengenin korunması; bütün bu tabii süreçlere yön veren ilâhî bir kuvvettir.
 
Ayet ve hadis ilmi ile bilinen bu ilmin hakikatı budur.
 
Yemîn olsun bürûc (burçlar) sâhibi göğe!(buruc suresi-1)
 
Yedi gök, yer ve bunların içinde bulunanlar, Allah'ı tesbih ederler. O'nu hamd ile tesbih etmeyen hiçbir varlık yoktur. Fakat siz, onların tesbihlerini iyi anlamazsınız. şüphesiz O, Haliymdir çok bağışlayandır.(isra süresi-44 ayet)
 
Öncelikle insan kendi mizacını tanıyacak ve onu koruyacak ve neye ihtiyacı varsa o sebepleri bir araya getirecektir.
Mizac , insanın tabiatı olarak bilinir. Tabiatlar burçlarla ilişkili, yıldızlar ise burçlarla bağlantılıdır.
 
Tabiatta görülen her şey insanın varoluşunda mevcutdur. Birbirine baglantılı olarak görülen her şey Allahın kanunlarıdır.
Fıtrata kaydedilmiş her şey değişik hallerde görülmekle yaşam sürecindeki evrelerdir.
 
Birbirini etkileyen unsurlar, yıldızların konumu ile simgelenmiştir.
İslam ilminde ileri gelen büyük zatlar bu ilme Anasırı Erbaa demişlerdir.
 
Hz, imamı Ali (a.s) şöyle buyurmuştur.” Allah, insanları çeşitli renklerin karışımından, benzer ve uyumlu şeylerle, zıtlarla, farklı ve karışık mizaçlarla, sıcaklık, soğukluk, nemli ve kuru olarak karar kıldı.”
 
Sebe süresi -2 ayet: zeminden çıkanlar ve gökten inenleri Allahu Teala mahluklara nimet olarak verilmesi(Rahiym)(Gafur)günahların afu etmesiyledir.
 
Ayetin bildirmesi: hayvanlardan, bitkilerden, madenlerden, buhardan, kokulardan, hararetten, soğukluktan ve başka şeylerden, içinden dışarı çıkanlar.
Ve gökyüzünden inenler,yağmurdan, kardan, şimşekten, yıldırımdan, taştan, akan yıldızdan, aydınlıktan, hararetten ve diğer maddi ve manevî güçlerden.
 
Yerküresine inen ve gökyüzüne  çıkıp yükselen ;maddeler, güçler, melekler, ruhlar, dualar, götürüp taşıyanlar, yankılar semaya yükselenler.
Bütün bunlardan haberdar olan Hakîym ve Rahîym ve bağışlayıcı olan Allahu Tealadır.
 
Hadis-i şerifite hatırlatılan“Yerime ve göğüme sığmadım, mümin kulumun kalbine sığdım.”Çünkü, insanın yaratılmasının amacı, Allah'ı bilmektir.
 
Zira bir Hadîs'i Kutsî de, "Ben gizli bir hazine idim, bilinmeyi istedim ve beni bilsinler diye halkı yarattım" buyrulmaktadır. Yine bir çok ayette yer ve gök ehlinden haber vermektedir.
 
Andolsun, biz gökte burçlar yaptık ve onu, bakanlar için süsledik. [Hicr (16)]

Sürekli olarak yörüngelerinde hareket eden ay ve güneşi, geceyi ve gündüzü sizin emrinize verdi.(İbrahim süresi -33)
 
De ki: «Bir bakın neler var göklerde ve yerde!» Fakat o deliller, o uyarılar iman etmeyecek bir kavme ne fayda sağlar ki!(yunus sür-101 ayet)
 
Gökte burçlar var eden, onların içinde bir kandil( güneş) ve nurlu bir ay yaratan Allah, yüceler yücesidir.(furkan süresi-61)
 
Bilinmesi gereken, herkes kendi vücudunun hekîmi olmalıdır.
Tabiatı olan mizacına göre yaşama gayreti içinde hayatın sürecini en güzel sürdürmektir.
 
Vucudun sıhat üzre kalması, kullandığı ilaç ve gıdaların tabiat ve menfaatlerine göredir. Her birisi hükmüyle kullanılmalıdır.
 
İnsanların ruh ve beden sağlıklarını korumaya yönelik tedbirlerin de, peygamberlerin, bütünüyle insan fıtratına uygun olan bu yöndeki tasarrufları arasında yer aldığı söylenir.
 
Filozof, Eflâtun'un üçlü tasnifi, ruhun şehvet, öfke ve akıl güçleri olduğunu ileri sürer.
 
Yine Eflâtun'dan gelen bir anlayışla ruhun şehvanî gücünü domuza, öfke gücünü yırtıcı hayvana, düşünme gücünü de meleklere benzetirken; tecrübeyle donanmış, bilgiyle aydınlanmış aklın, eğitimle evcilleştirilmeye yatkın olan öfke gücünü kendi direktiflerini uygulamaya hazır hale getirilmesidir.
 
O’nun Katında her şey bir miktar (ölçü) iledir.” (Rad Suresi, 8)
 
Kara ve denizin karanlıklarında yolunuzu bulasınız diye yıldızları sizin için yaratan O'dur. Şüphesiz biz, bilen bir toplum için âyetleri geniş bir şekilde açıkladık.(Enam süresi-97 ayet)
 
Lokman süresi-16-17 ayetler "Yavrucuğum! Haberin olsun ki, yaptığın bir hardal tanesi ağırlığınca olsa da, bir kaya içinde veya göklerde, yahut yerin dibinde gizlense, Allah onu getirir, mizanına kor. Çünkü Allah en ince şeyleri bilir, her şeyden haberdardır."
 
17- "Yavrucuğum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten sakındır. Başına gelenlere sabret, çünkü bunlar, azmi gerektiren işlerdendir."

Tövbe süresi 36 ayet. Şübhesiz ki, gökleri ve yeri yarattığı günde, Allah’ın Kitâbı’nda (Levh-i Mahfûz’da) Allah katındaki ayların sayısı on iki aydır; onlardan dördü haram (aylar)dır.
 
İşte doğru din budur; öyleyse onda (o haram aylarda günahlara girerek) nefislerinize zulmetmeyin ve müşrikler nasıl sizinle hepsi birleşerek savaşıyorlarsa, siz de onlarla (kendi aranızda) birleşerek savaşın! Ve bilin ki Allah, gerçekten takvâ sâhibleriyle berâberdir.
 
Kıyamet vakti hakkındaki bilgi, ancak Allah'ın katındadır. Yağmuru O yağdırır, rahimlerde olanı O bilir. Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez.
Yine hiç kimse nerede öleceğini bilemez. Şüphesiz Allah, her şeyi bilendir, her şeyden haberdardır(lokman süresi-34 ayet)